Cumhuriyet
09.11.2009
GEÇMİŞTEN GELECEĞE
ATATÜRK'Ü ANARKEN
ORHAN ERİNÇ
Yarın, büyük Atatürk’ün kendi deyişiyle “naçiz vücudunun” aramızdan ayrılışının 71’inci yıldönümü.
Yazı günüm olmadığı için bugün saygı ve özlemle anıyor, özellikle de devrim ve ilkelerinin 71 yıl sonra bile sapasağlam durması için çaba gösterenlerin varlığını vurgulama ihtiyacını duyuyorum. Çeşitli ağır baskıların Atatürkçüleri yollarından döndüremeyeceğine olan inancımı da bir kez daha somutlaştırıyorum.
***
Atatürk’ün ülkeyi düşman çizmelerinden kurtardıktan sonra, önce saltanatı kaldırarak Cumhuriyeti kurmasına, ardından laiklik ilkesinin yaşama geçirilmesini sağlamasına, Arap alfabesinin yerine Türk alfabesinin uygulamaya konulmasına kızanlar 1946 sonrasında birdenbire oluşmadılar.
Atatürk devriminin her aşaması Atatürk’e kızanları da beraberinde getirdi. Ancak, yıkıcı propagandalarını gizli gizli ve belirli odaklar kanalıyla sürdürme başarıları, onların neredeyse yok sayılmaları sonucunu doğuran bir yaklaşımı geçerli kıldı. Bugün bütün yandaşlarıyla laik Cumhuriyete saldırdıklarını görüp de şaşıranları şaşırtmak gerekiyor.
***
Saldırıların boy hedefinde laiklik var.
Türkiye’nin din kurallarına göre yönetilen bir ülkeye çevrilmesi için gayret harcayanlar, bu değişimin birdenbire gerçekleştirilemeyeceğini gördükleri için kıyısından köşesinden örseleme girişimlerini sürdürmeyi yeğliyorlar.
Yeni Osmanlıcılık tanımlamasıyla Osmanlı’ya duydukları özlemi dile getirenlerin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılına bakıvermeleri, nasıl bir hayal âleminde yaşadıklarını anlamaları için yeterli olacak.
Türk tarihinin büyükleri arasında yerlerini almış olan Fatih’leri, Kanuni’leri anmak bir saygı ve tarih bilinci borcudur. Ama onların görevde bulunduğu yüzyıllarla 21’inci yüzyıl arasındaki farkı yok saymak pek de akıl işi değildir.
***
Arap alfabesinin değiştirilmesi ile Türkiye’nin geçmişle bağlarının koparıldığı iddiası ise tam bir safsatadır. İmparatorluğun Anadolu ve Trakya’ya sıkıştırıldığı dönemde Türkiye’de okuma yazma bilenlerin oranının yüzde 10, bilmeyenlerin yüzde 90 olduğunu göz ardı etmek, Atatürk düşmanlığının çeşitli dallarından sadece birini oluşturmaktadır. Bu oranın yüzde 7’sini erkeklerin, yüzde 3’ünü de kadınların oluşturduğu gerçeğinin, bugün yüzde 90’ı aşan okuma yazma bilenlerle tersine çevrildiği de unutulmamalıdır. Kültür eserlerinin bugünkü yazıya aktarılmasına yan çizen milyonlarca Arapça ve eski yazı bilenlerin ellerini tutan yok ki...
***
Atatürk’ü gerçek yönleriyle, insanlık kavramına yaklaşımını da göz ardı etmeden gündeme getiren binlerce cilt kitap var. O nedenle Atatürk’ü bir köşe yazısının boyutlarına sığdırmak olanaksız.
Hiçbir şey yapmamış olsaydı bile, Çanakkale savaşlarında yabancı orduların canlarını kaybeden askerleri için analarına söyledikleri, asker, devlet adamı ve insan Atatürk’ü anlatmak için yeterli sanırım.
Evet, Atatürkçüler için yılmak söz konusu olamaz.
[email protected]Tüm forumdan rastgele konular:
Aynı kategoriden rastgele konular:
- » Bakanlık da ATATÜRK'ü sildi
- » Hem bugünün hem yarının
- » Ünlü tarihçiden Atatürkçülük yorumu!
- » Atatürk öyle laf etmez! - ENGİN ARDIÇ
- » Harçlıkları İle Aldıkları Atatürk...
- » Vatan severlerin parolası.
- » Laiklik Niçin Tehlikede -III- "...
- » Atatürk’ün Sanata Ve Sanatçıya Verdiği...
- » Sözcü Gazetesi Manşeti :Atatürk size...
- » Dünya’da Atatürk’ün adının verildiği 28...
"İlim Çin'de de olsa gidip alınız."- Hz. Ali.
"İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır."- Hacı Bektaşi Veli.
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." -Atatürk.
Söz bir, söyleyen bir.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)